Psikoz
Psikotik bozukluklarda kişiler gerçeklikle ilgili algıları bozulur.
İçsel uyaranlarla (zihinsel, duygusal ve duyusal) dış dünyadan gelen uyaranların arasındaki ayrımı yapamaz hale gelirler. Kimi durumlarda psikoz hastasını gerçeklikle bağı tamamiyle kopabilmektedir.
3 temel semptom vardır
- Halisinasyonlar :Bireyin var olmayan şeyleri görmesi, duyması ya da kokusunu almasıdır.
- Delüzyonlar: Bireyin gerçek dışı inanç ve düşüncelere sahip olmasıdır.
- Düşünce Bozukluğu: Tutarsız konuşmak, kişinin dedikleri arasında bir uyum yoktur anlatışı disorganizedir.
Psikotik bozukluklar ömür boyu süren rahatsızlıklardır ancak bu kişinin ömür boyu semptomlardan sıkıntı çekeceği anlamına gelmiyor. Diabet veya kalp rahatsızlığı gibi kişinin hayat tarzını hastalıkla baş edebilecek düzeye göre ayarlaması ve olası kaymalara karşı dikkat edip düzenli doktor görüşmelerine gitmesi gerekmektedir.
Psikotik bozukluklarda aile üylerinin psikozla ilgili psikososyal eğitim alması şarttır. Psikotik rahatsızlığın sebebi aile üyeleri değildir. Ancak semptomlar stabil olduktan sonra aile üyelerinin tutumları iyileşme sürecini etkilemektedir. Araştırmalar aile üyelerinin duygu ifadesi (Expressed Emotions EE) nin derecesi ile psikoz hastalarının semptomlarının tekrar ortaya çıkmasında bağlantı olduğunu göstermektedir.
Psikozun biyolojik temelinin yanında rahatsızlığı tetikleyen psiko-sosyal faktörlerin farkına varılması aile üyelerinin daha sağlıklı bir sistem kurmasına yardımcı olucaktır. Psikoz hastaları remisyon döneminde de duygularını fark edip ifade etmekte zorlanırlar. Karşılaştıkları olaylardan kaynaklanan duyguları işlemleyemediklerinde duygularını dışsal olaylara yansıtırlar. Remisyon döneminde aile üyelerinin duygu odaklı iletişimde bulunması hastanın ruhsal süreçlerle daha iyi baş edebilmesinde yardımcı olacaktır.
Psikoz hastaların gerçek kendilik ve ideal kendilik arasındaki ayrım çok büyüktür. Stresli yaşam olaylarında ideal kendilik ve gerçek kendilik arasındaki ayrımın farkına vardıklarında yoğun duygulanım yaşarlar ve bu yoğun duygulanım sağlıklı bir işlemlemeden geçmeyince rahatsızlık tekrar ortaya çıkar. Ailenin odaklanması gereken hastanın ait olduğu ve güvende olduğunu belirli iletişim becerileri ile hissettirmesidir. Önemli nokta olumluda olsa duyguların gereğinden fazla ifadesi ve fazla korumacılık hastaya yutulduğu duygusunu verecektir ve bu da rahatsızlığı tekrar tetikleyebilmektedir. Gerekli tutum ve iletişim becerilerinin içselleştirilmesi bu konuda uzman bir klinik psikologla yapılması çok faydalı olacaktır.
Başka bir önemli nokta iletişimdir ve olası bir kayma durumunda aile üyelerinin verdiği reaksiyonlardır. Aile üyeleri mantık dışı inançlara karşı hastayı ikna etmeyi çalışırlar. Ancak bu semptomları pekiştirir. Bunun tersi aile üyeleri hastanın dediklerini kabul ederse hastanın sakinleşeceğini düşünür ancak bu tür bir yaklaşımda semptomları daha kötüleştirir. Psikoz hastasının pozitif semptomları ortaya çıktığında yansıtmalı dinleme ve dediklerini somutlaştırarak kısaltmak gibi bazı teknikler vardır. Uzman psikoloğun yardımı ve eğitimi ile aile üyelerinin bu teknikleri içselleştirmesi sağlanır.
Psikotik rahatsızlığı olan bireyler semptomları stabil olduktan sonra, doktoruda uygun görüyorsa psikolojik danışmanlıktan faydalanabilirler. Psikolojik görüşmelerde terapist ve hasta hastalığı nasıl kontrol altında tutulabilceğine dair bir plan yaparlar. Bu plan tetikleyici faktörlerin tespiti, sağlıklı yaşam koşullarının oluşturulması ve stresle baş etme becerilerini kapsamaktadır. Daha ileri düzeyde olumsuz duygulara sebep olan negative düşünceleri tespit etmek ve ego gücünü güçlendirmek çalışılabilmektedir.
Paylaşılan İçerikler
Ahlak Gelişimi
Toplum içinde kişilerin benimsedikleri davranış...Çocuklarda Okul Fobisi
Okul korkusu ve evden ayrılma korkusunu ortaya ...Zaman Yönetimi
Hedefinize akla uygun bir zaman diliminde ulaşm...Çiftler Nasıl Ayrılma Noktasına Gelirler?
“İki gözümüz var görmek için, 2 kulağımız var d...İş Yerinde Psikolojik Taciz (Mobbing)
Mobbinge maruz kalan bireylerin ruhsal tedavisi...
Son Yorumlar